30 Ocak 2012 Pazartesi

Düşününce Her Şey Planlanmış Gibi Gözükür.

O degılde Teoman'ı ozledık.Bıra dagıtmasını ozledık,sıgara paylasmasını ozledık.
Hem artık acılarımızda büyüdü simdi daha gucluler. Eskı sarkıları yetmıyor bıze daha etkılı uyusturucular lazım,kulaktan alınan..

"Cok sevdıgım yalanlar" butun ask hayatını ozetlemeye yetecek bır cumle,belkıde daha fazlası. Emın degılım bundan. Emın oldugum sey seks mantalıtesı altında acıga cıkan ılıskıler.

Bır dans festıvalı gıbı bu. Bırıyle dans edıyorsn,bır sure sonra ayak uyduramıyor,baska bırıyle dans etmeye baslıyorsun. Dans hep orada sadece dans edenler yer degıstırıyor.

Ya da bır oyku kıtabı gıbı bırsey olmalı. Tanrı'nın yazdıgı bellı baslı oykuler. Bazen sen ana karakter oluyorsun o oykude. Bır zaman sonra sen baska bır oykude yalnız basınasın.

Arkadasın yenı tanıstıgı bırıyle olan oykusunu anlatır,senınkının benzerıdır. Ve ıste o zaman anlarsın. Oyku hep vardır aslında sadece basroller degısıyor.

Korkuyorum bu hep boyle surecek. Kımse gercekten o mutlu oykunun sahıbı olamayacak. Yaz sevgılım;Bende dahil.

24 Ocak 2012 Salı

Tavsiye

Hayatıma konuk olacak kadına tavsiyelerde bulunmak isterdim.
Kendim için,onun için,bizim için.
Beni çok sevmekten,saygı göstermekten öte bana kendim olmamı sağla.
Mesela sinirlendiysem bir şeye bırak avazım çıktığı kadar bağırayım,elime ne geçerse parçalayayım.
Ağzıma küfür dolduysa bırak savurayım en acımasız hakaretlerimi göğe kurşun atar gibi.

Herkes sağ taraftan yürürken ben soldan yürümek istediğimde durdurma beni,bırak o yönde ilerleyeyim.
Eğer kendi bildiğim bir doğru çevremize uymuyorsa bırak yinede o doğrumu yaşayayım yanlış olsa dahi.
Elalem ne der? Kimin umurunda.
Sen bana destek olmalısın. Hatta televizyonu kapatıp iki türk kahvesi yapabilirsin,ben kitap okurken.

Bana sorular sorma apansız,çıkmaz sokaklardan,sonu olmayan yollardan,yağmurlu günlerden bahsetme.
Çünkü bana ''herşeyin bir çözümü'',''her yolun bir sonu'' ve ''güneşli günlere'' inanmayı öğrettiler.

Beni;
Engelleme,
Kısıtlama,
Sorgulama,
Yargılama,
Ancak bu şekilde beni keşfedebilirsin. İçimde ki iyiliklerle dolu uçsuz bucaksız vadileri,yalansız sözleri,çocukca gülen gözleri,içten sıcaklığı ve gizli hazine ''sadakatimi'' ancak beni keşfederek elde edebilirsin.

Ve aynı şekilde bunları benim sana sunacağımı temin ederim.
''Unutma ki ancak birbirimizi keşfederek diğer insanlardan farklı ve ölümsüz olabiliriz.''

10 Ocak 2012 Salı

Gri ve Islak İstanbul Akşamı

Yağmuru seviyorum,yağmur altında yürümek bana akıp giden zamanı anımsatıyor,kulağımda çalan ''Set fire to the rain'' şarkısı tamda yürüşüyüme uygun bir seçim.
Eski günleri hatırlıyorum,bir zamanlar hayatımda olan kadınları beklediğim duraklar,caddeler geliyor aklıma.
Başına bir bela gelmesin diye evine kadar bıraktığım kadınlar. Değer miydi? diye sormadan edemiyorum kendime. Değerdi. O güzel günlerin anısına değerdi.
Şimdi onlar neredeler,hayatın hangi sahnesinde,hangi figüranlarla oynuyorlar bu oyunda bilmiyorum.Umarım keyifleri yerindedir.
Bu kısa eskiye dönüşten sonra beynimin yönünü geleceğe çeviriyor ve uzaya fırlatılan roket gibi fırlatıyorum.
Ve yıl 2026'ya geliyorum. 35 yaşıma geliyorum. Her zaman söylediğim gibi ''Ben 35'imde ölmek isterim.''
Neden bilmiyorum.Bunun nedenini düşünmedim. Belkide erken yaşta yolun yarısına kadar geldiğimin inancını taşıyor olduğumdandır.
Belkide 35 benim en yaşlı halim olacak.
Belkide çok yaşlanıp elden ayaktan düşmeden gitmek istediğimdendir.
Hem burada kalıp ne yapacağım ki?
Ben 35'imde gitmek istiyorum. Daha ne kadar kalacağım burada?
Kafamda dolaşan bu cevapsız soruların hiçbir zaman bulamayacağım. Sadece zamanın akışına bırakmalıyım kendimi.
Yağmurlu havada uzun yürüyüşler yapmaya devam etmeliyim,yeni insanlarla tanışmalıyım,yetimleri korumalı,yaşlıları sevmeliyim.
Hayat sadece bu şekilde güzel kalabiliyor.