16 Aralık 2011 Cuma

Bu Havada Bir Şey Var Yazmaya Zorlayan

Kim kiminleymiş,neredeymiş,ne yapmış tabiri caizse ''ne bok yemiş'' umurumda olmaması güzel ve bana bunları hatırlatan facebook kapattım.Ve havada bir gariplik var,insanın ruhunu sıkan nedendir bilmiyorum gözlerim dalıyor ara ara.Yolculuk var derlerdi büyüklerim kim bilir belkide gerçekten beni bekleyen bir yolculuk vardır;başka bir şehre ya da bir kadının yüreğine.Böyle havalarda Mabel Matiz'in tiz sesi eşlik ediyor bana.Bir de şiirler,ah be dostum şiirler harika birşey.Bir nevi elektroşok cihazı gibi.Akıyorsa yüreğine hayattasındır zıtlık durumunda gömülmeyi bekleyen lanet bir cesetsindir.Hep kötü şeyleri anımsatır bu hava. Annesini kaybetmiş çocuk yalnızlığını,üşengeç adam acizliğini ve aşılmaz çitler çaresizliğini.Ve benim bunları düşünecek gücüm de yok bir çok kez denedim dünyaya bakmayı.Hep aynı kurgular vardı içinde,aynı insanlar,aynı yerler,aynı bahaneler,aynı yalanlar,aynı..aynı..aynı..Sonra bıraktım kendimi,çok yük oluyordum kendime.Ve artık kafamı kaldırmıyorum.(dünyaya bakmak için.)
Ah bir de unutmadan,yağmurdan kaçan insanlara anlam veremiyorum.Islanmanın ne kötü yanı olabilir ki? Bana kalırsa biraz temizlik iyidir,her ne kadar içlerindeki kiri temizlemesede.İçlerindeki kir demişken,kime güvenebileceğim konusunda şüpheliyim artık.
Çizilmiş bir taş plak gibiyim. Bir yere kadar tamamım ama güven meselesinden sonra yokum.Bu kötü bir durum biliyorum,tedavisinin olmadığınıda biliyorum.Doktor ''zaman'' denilen bilindik bir ilaç yazdı reçeteye.Sanırım hızla gidilen bir aşkta duvara çarpmaktan dolayı bir travma yaşanmış kalbimde.Ama ''geçermiş'' öyle dedi.Fakat biraz zaman alırmış. Bu zamana kadar misafir insan olacakmışım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder